28 Aralık 2009 Pazartesi

Güzel gören, Güzel Düşünür.


Günün birinde yolu dergaha düşen kendi halinde bir adam, dergahta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi''nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergahı merak ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler.

Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır. Adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır.
 

Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir, hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de kapatmaktadır.

Bektaşi'nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır. Elbisenin kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır.

Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenmek ister. Büyük merakla, önce Mevlevi'ye  sorar: "Pirim, kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun? Bunun özel bir sebebi var mı?"

Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır. İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır, sonra ellerini birleştirerek kollarını daire şekline getirir ve şöyle der: "Evet, özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını, ayıplarını, kusurlarını örteriz. Başkaları
görmesin diye üzerini kapatırız."

Yanıttan oldukça hoşnut olan adam aynı merakla bu kez Bektaşi''ye döner: "Peki siz, pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu kadar dar ve kısa? Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?"

Bektaşi kendi kollarına bakar, birkaç saniyelik bir dalgınlıktan sonra gülümser ve adama bakarak şöyle der: "Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur. Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz."



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Ne kadar güzel bir bakış açısı değil mi! İnternette görüp beğendiğim ve size paylaşıma sunduğum bu güzel kıssanın altında bir de hissesi vardı:



"İnsanoğlu güzellik ve iyilik sahibi olduğu kadar kusur ve hata sahibidir. İnsanlar yalnızca güzel amelleri, yetenekleri, becerileri, güzel eserleri ile değil, günahları, ayıpları, kötü amel ve beceriksizlikleri ile de insandırlar.

Nedense kendimize ait kusurları, beceriksizlikleri, kendi işlediğimiz günahları, ayıplari kolay kolay gör(mek iste)meyen bizler, ayni kusur ve beceriksizlik başkalarında mevcut olduğunda, aynı günahları, ayıpları diğerleri işlediğinde bunu hemen görüyoruz.

İnsanoğlu başka insanlardaki ayıp ve kusurları keşfetmeye meraklı olduğu kadar, kendi ayıp ve kusurlarının bilincinde olmaya, dünyayı, madde ve manayı, eşyanın tabiatını, yaratılış gayesini keşfetmeye meraklı olsaydı, bugün hangi konumda olurduk acaba?

Etrafındaki insanlar, kim olursa olsunlar; eş, çocuk, anne ve baba, kardeş, komşu, arkadaş, hatta hiç tanımadıkların, farketmez, kusurlarını inceleme, günah ve ayıplarını görme. Kapat gözlerini.

Görürsen, denk gelir karşılaşırsan, tesadüfen yakalarsan bakma. Kapat gözlerini. Çevir bakışlarını."

Son söz olarak bu güzel vecizemiz gelsin :)

Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.

Yine finallerimiz geldi yoğun çalışma temposuna girdik o yüzden bloglarımıza yazmaya pek fırsatımız olmuyor, sınavlarımız bittikten sonra telafi edeceğiz inşallah, dualarınızı bekliyoruz. . . 
Sevgiler.

fotoğraf seecatchshotdan alıntıdır. teşekkürler..

4 yorum:

CAHİDE dedi ki...

Vaktiniz hayr olsun Ahmet kardeşim,güzel paylaşımlarınız için Allah razı olsun.Herkese açık bu sayfalarda,bilinçli ve yaradılış şuuruna ermiş bizlere büyük görevler düşüyor. Farkındalık kazandırmak,kafalarda acaba,ne, niçin gibi soruları oluşturmak,doğru olanı göstermek inancımızın zekatıdır.
"Yanmayan yakamaz" sözünden hareketle,gerçek suzi dilara'nın kalplere dolması dileğiyle Allah'a emanet olun....

Adsız dedi ki...

görmek aslında fikir dünyamızda görmenin temelidir. güzel ve geniş perspektiften bakan tabiki herşeyin incesini görür yazar. dar çerceveden bakmamk laızm. okumayan insanlar bağnaz olur. aslında okumak ansıl göreceğimizi, nasıl bakacağımızıda bir yerde belirler. bugün insanımız zamandan, maddiyattan yakınmakta.hayat pahalılığından. aslında lükslerinden, sigarasından, cep harcamalarından kıssa hayatı değişir. ne dersiniz ovayı görecek yüksek bir tepeden ufka bakmaya...
ercan gümüş
not ablam yeni linkiniz ekeldim ama hala bende eski linki gösteriyor.sayfa bulunamadı hatası veriyor

sarmaşık dedi ki...

Çok güzel söylüyorsunuz Ercan Bey, katkılarınız için teşekkür ederiz..

Kumanda panelinizden "İzlediğim blogları yönet" linkine tıklayarak adresimizi http://pharmelody.blogspot.com olarak değiştirin, ya da tamamen silin, sonra tekrar izlemeye alın hallolacaktır.

İlginize teşekkürler, paylaşımlarınızın devamını dileriz...

Urfa Tutkunu dedi ki...

Bakış açısı diyebiliriz buna sanırım. Çok hoş bir hikaye. Her ikisi de güzel bakmış, güzel düşünmüş, güzel görmüş.

Related Posts with Thumbnails