12 Şubat 2010 Cuma

Domuz Eti Neden Yenir?

   Sarmaşık'taki "Domuz eti neden yenmez?" sorumuzdan sonra bir de tezatını ele alalım istedim. Bu konuda Salih Özaytürk ortak düşüncelerimizi öyle güzel dile getirmiş ki, sadece bu yazıyı paylaşmanın yeterli olacağını düşünerek sizi yazıyla başbaşa bırakıyorum. (Metin karakalem.net'ten alıntıdır)
~

BUNDAN BİR hafta kadar önceydi. Bir firmanın teras katında oturuyordum. Parçalı bulutlu ve hafif rüzgarlı havada çay içmenin rehaveti içerisindeydim. Biraz ilerideki masalardan birinde oturan bir kaç kişinin konuşmalarını işitinceye kadar da aklım ve fikrim bulutlardaydı. Başka bir firmanın temsilcileri oldukları, iş görüşmesi için geldikleri hallerinden anlaşılan o üç kişiden biri, diğerlerine yediği bir yemeğin tarifini yapıyordu. Bir sürü şey sıralıyordu tarifinde. Ama iki malzeme vardı ki tarifin içerisinde, diğerlerinin hepsini bastırmıştı ve ben bu iki kelimenin özellikle ikincisine takılıp bulutlardan yere inmiş, rehavetten ayılmış bir halde buldum kendimi.Yemek tarifinde geçen malzemelerden biri şarap diğeri ise domuz pastırmasıydı..
Konuşanlar belki gayr-ı müslîmlerdi, günahlarını almayayım.
Domuz Eti Neden Yenir?-Salih Özaytürk

Ama, onlar gayr-ı müslîm olsalar da, bu ülkede, müslüman kimliği ile dolaşan birilerinin domuz eti yemekten haz aldığı, hatta bir modernlik ölçüsü olarak mutlaka yenmesi gerektiği gibi bir saplantının yaşandığını da biliyoruz.
Sahi domuz eti neden yenir?
Bu sorunun izlerini sürmek için islâmın emir ve yasaklarını karşılaştıralım:
Diğerlerine oranla emirlerin insan nefsine en zor geleni elbette ki her gün yapılması gerekenlerdir. Emrin uygulanma sıklığı düştükçe zorluk oranı azalacaktır.
Bu bağlamda namaz, her gün en az beşer defa tekrar edilmesi nedeniyle en ince elek vazifesini görüyordu.
Haydi bu elekte tutunamadınız, nefsiniz ağır bastı, düştünüz; doğrudan yere çakılmıyordunuz. İkinci bir elek sizi mutlak sukuttan, yani yere çakılmaktan kurtarıyordu: Yılda bir ay ramazan orucu ile sınanıyordunuz. Diyelim ki, nefsiniz buna da razı olmadı, açlığa ve susuzluğa sabır gösteremedi, bu sefer ömürde bir defa eleğine takılıyordunuz: Hac emri sizi tutuyor, çakılmaktan kurtarıyordu.
Haydi diyelim ki, emirlerde nefsinizin sefilliği yüzünden gerekenleri yapamadınız, bu sefer haramlar sizi karşılıyordu. Şu ahirzaman şartlarında zina yapmadan yaşayabilmek dahi bir çaba ve Yaratıcıya dair bir çekince gerektiriyordu çünkü. Diyelim ki, bunda da sabredip tutunamadınız, nefsiniz, arzularınız galip geldi, düştünüz.. ve sizin olmayan bir meta nefsinize cazip geldi, ellerinizi hırsızca uzattınız.. ve hayatın şartlarını, yaşadığınız sıkıntıları bahane ettiniz, haydi diyelim ki unutmak için ellerinizi şaraba uzattınız…
Peki, tüm bunlardan sonra elinizi domuz etine uzatır mıydınız?!
Diğerlerinin tümünde, nefsin, sefilce de olsa bir faydalanması söz konusuydu gördüğüm kadarıyla. Bir mazeret üretme mekanizması çalışabiliyordu. Ama, domuz etinin diğer etlere bir üstünlüğü olmadığı gibi, domuz etini haram olarak görmeyen milletler nezdinde de ucuz ve sakil bir etti.
Sahi, domuz eti niye yenirdi?
Galiba domuz eti yalnızca domuzluğuna, yani inadına yenirdi.
Ve Cenab-ı Hak, nefse cazip gelen onca şeyi haram ettikten sonra, nefis açısından hiçbir cazibesi ve muadillerine protein, vitamin vs. açısından hiçbir üstünlüğü olmayan, bağımlılık yapmayan, hatta sakil addedilen birşeyi dahi haramlar sınıfına sokmakla; nefsine takılıp elekten düşenlerle, inadına çakılanları ayırt etmeyi mi murat etmişti?
Bu açıdan bakınca, domuz eti noktasında hassasiyetini muhafaza edenleri, etmeyenlerle bir sınıfta göremiyor insan. İnadına domuz eti yiyenlerin dibe çakıldığı gün, hayatı boyunca sürçerek, düşerek yaşasa bile, bu noktada hassasiyetini muhafaza edenlere bir lutfun erişebileceğini hissetmekle de derinden mutlu oluyor...
Elbette, istiğfar ile temizlenmenin hayat devam ettiği sürece mümkün olduğunu, O'na dönüş yollarının hayat devam ettiği sürece açık olduğunu unutmadan...
~

4 yorum:

CAHİDE dedi ki...

Yoksa artık domuz eti yemek elit tabaka içinde olmanın şartlarından biri olur mu dersiniz?
Yinede ben söylememiş olayım.Maazallah birilerinin aklına düşüverirde vebalde kalırım sonra:)

Adsız dedi ki...

Çok güzel bir yazı,Rabbim bizleri günaha dalanlardan eylemesin(amin).Günah öyle bir kapı ki bilerek biraz onu aralarsak,büyüyerek arkası gelir,önce yapmam dediğimiz,tiksindiğiniz ameller gözümüzde normale döner.

TÜLİN-sihirli tatlar dedi ki...

ne kadar guzel bilgiler vermişsiniz teşekkür ederiz.blogunuzu takip edeceğim izlemeye aldım bu bılgılerden faydalanalım.bende paylaşımlar için beklerım sevgiler:)

KARA KUZUCUĞUN ANNESİ dedi ki...

Tşk yazın için.İnş midemize girmesi nasip olmaz.O kadar korkuyorum ki aldığım bi şeyin içinde gizlenmesinden veya gittiğim bir lokantada yediklerime karıştırılmasından .Rabbimiizn bizim için sunduğu o kadar helal gıda varken.

Related Posts with Thumbnails